Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Erdogan Kaya


Şehirde yaşamayı öğrenelim


[caption id="attachment_9686" align="alignnone" width="200"]Şehirde yaşamayı öğrenelim Şehirde yaşamayı öğrenelim[/caption] Bende bir köy çocuğu olduğum halde bu cümleyi neden kullandım biliyor musunuz? Köylüyü yermek şehirliyi övmek için değil, şehirde yaşayıp da şehirde yaşamasını bilmeyenler için söyledim. Ne zaman şehirli olacağımızı vurgulamak istedim. Burada sizlere enteresan şeyler yazıp kıyaslayacağım, göreceksiniz ki, adımız şehirli kendimiz köye de yaşıyoruz. Köydeki insanlar görgüsüz olduğu için değil, şehirde yaşayan insanların elde ettiği imkânların onlarda olmadığı için bu cümleyi kullandım. Köye`de herkesin evinin içinde tuvalet yok, herkesin mutfağı, tuvaleti içinde tam teşekküllü dairesi yok, iki ineği var dışkısını mecbur ya avlusuna ya avlu kenarına atacak. Çöp konteynerı yeni yeni kondu, ama temizlik elemanları yok ki sokakları temizlensin. Yani soba külü ve hayvan dışkısı ilkbahara kadar duvar dibinde durur, baharın ya tarlaya götürülür, ya da tezek yapımında kullanılır. Şehirde yaşayan insanların evlerinin önüne kadar asfalt ya da parke taş döşeli. Her apartmanın önünde konteynırı var, çarşıda çöp kovaları, gerçi çarşıda çöp kovası son 3 ayda çoğaldı. Sokaklar süpürülüyor, her hizmet veriliyor, parkıyla, çocuk oyun alanları ile vesaire. Köylerde 50-60 kişilik bir köyü andıran apartmanlar yok ki üç bin metre alan içinde yaşasın. Şehirde insanlar toplu alanlarda yaşarlar, aynı haklara sahiptirler, çarşıda pazarda binlerce insan ortak yaşam içindeler. Gerçi artık yavaş yavaş köylerde şehir seviyesine gelmeye başlıyor, bazı kurallar oralara da gelecek. Şimdilerde artık köylerde şehir havasında ve hemen hemen her köyde kanalizasyon var, ayağınız artık çamura batmıyor. Ak Parti iktidarı ile her köy şehirleşmeye başladı ama hala eski alışkanlıklar mevcut. Şehirdekiler şehirleşemedi ki, köylüler şehirleşsin. Şimdi bu kadar izahtan sonra gelelim asıl meseleye, önce çarşı Pazar yaşamından başlayalım. Bir ara bir yazımda kısmen bahsettim, Avrupa da yaşayan bir Türk vatandaşımız çarşıda sigara içerek yürümez, ya da içtiği sigaranın izmaritini sokağa atamaz. Attığı anda cezayı yer, polis görmese vatandaş vatandaşlık görevini yaparak ihbar eder. Ya bizde ne oluyor, çarşıda arabada sigara içerek giden sorumsuz tiryakiler içtikleri sigaranın izmaritini ceplerine mi koyuyorlar yoksa sokağa mı atıyorlar? Elbette sokağa atıyorlar, demek ki hala şehirde yaşamasını öğrenememişiz. Sigara yasağı geldi ama hala buna uyulmuyor, biz Türk milleti ilin gevurundan korktuğumuz için kurallarına uyarız ama burada burası Türkiye deriz. Ne kadar asil bir milletin torunuyuz görüyor musunuz? Hala çarşı pazarda benciliz yaza yaza dilimizde tüy bitti, Belediye tedbir alsa da hala ara sokaklarda kaldırımlar işgalde, ama hiçbir esnafın umurunda değil babalarının malı gibi toplumun umumunun kullanma hakkı olan kaldırım ve yolları işgal etmeye devam ediyorlar. Efendim şehirde yaşamanın bir bedeli var dedim, bu illede sigara izmaritinden ibaret değil. Aracımızı getirip insanların veya başka araçların geçişine koyup gideriz. Yâda yolda giderken azami hız sürati 50 olduğu halde 60 km. sürat le giden araca arkadan korna çalıp yol isteriz. Öndeki aracın sürati bile azami hız süratini geçmişken yol istediğimiz araç sağa yanaşsa zaten iki sıra araç parkı var, arkadan gelen beyefendiye yol vermek için kaza yapması lazım. Ya birde arabada müziğin sesini sonuna kadar açan arkadaş camları da açmış sana zorla müzik dinletmeye çalışıyor görmemiş adam. İş yerlerinin bulunduğu apartmanlarda oturan hanımlar sofrayı sokağa çırpmasın mı ya insanların üzerine ya da araçların üzerinde bir sürü yumurta kabukları falan filan. Balkona çırpıp süpüreyim de çöp kovasına koyayım demez. Ha birde yazın balkonda otururken tiryakiler balkondan sönmemiş sigarasını yola fırlatmaz mı hadi o sigara izmariti bir vatandaşın koynuna düştü, ya da bir arabanın üzerine düştü ne olacak, bu kadar vicdansızlık olur mu? Yeşillik olsun diye dikilen ağaçları herhalde aydan gelip kırmıyorlar, yeşil alanlarda at ve inek otlatacaksan ovaya gideceksin, yeşil alanlara güzellik olsun diye dikilen çiçek ve gülleri koparsınlar diye dikmiyorlar. Çok farklı bir toplumuz vesselam, bunları anlatmakla bitiremeyiz, ama ben zaman zaman yazmaya devam edeceğim. Şehirde ve apartmanda yaşamasını bilmiyorsak gidip kendimize uygun bir yerde yaşayacağız arkadaşlar. Şehirde yaşamanın bedeli var. Bunları bilmeyenlerinde köyde yaşayan insanları köylü diye küçümseme hakkı olmasa gerek. Gelin artık köylüsü kentlisi şehirli olmayı öğrenelim artık. Şehirde nasıl yaşanması gerekiyorsa öyle yaşayalım.