HABERLER
10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜ MÜNASEBETİYLE AKSARAY MİLLETVEKİLİ CENGİZ AYDOĞDU’NUN YAYIMLADIĞI MESAJ
10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜ MÜNASEBETİYLE AKSARAY MİLLETVEKİLİ CENGİZ AYDOĞDU’NUN YAYIMLADIĞI MESAJ
09 Aralık 2025 17:34
SON GÜNCELLEME: 09 Aralık 2025 17:35
10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜ MÜNASEBETİYLE AKSARAY MİLLETVEKİLİ CENGİZ AYDOĞDU’NUN YAYIMLADIĞI MESAJ

“Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar” ilkesiyle temeli atılan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 77. Yıldönümünde, insanlık âlemi ne yazık ki beyannamenin ruhuna tezat teşkil eden ağır bir imtihan vermektedir.

Dünyanın birçok yerinde hâlâ çok vahim insan hakları ihlalleri yaşanmakta ve insani değerlere yönelik saldırılar artmaktadır. Bu evrensel mutabakat, bugün küresel güçlerin riyakâr tutumları gölgesinde, milyonlarca mazlum için henüz gerçekleşmemiş bir hayalden ibarettir.

Dünyanın dört bir yanında yükselen feryatlar; kültürel ırkçılık, İslam düşmanlığı ve tahammülsüzlük gibi hastalıkların bünyeyi nasıl sardığını açıkça göstermektedir. İnsan haklarını dillerinden düşürmeyen sözde medeni dünyanın; hakların ihlal edilmesine, adaletsizliğe, masumların inançları yüzünden katledilmesine ve bilhassa Müslüman coğrafyalarda yaşanan zulümlere karşı suskunluğu ve duyarsızlığı, uluslararası toplumun zihniyetini ve riyakârlığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Bizim medeniyet tasavvurumuzda insan, "eşref-i mahlûkat" olarak yaratılmıştır. Bu sebeple hak ve hürriyetlere bakışımız, kuru bir hukuk metninin ötesinde, insanın yaratılışından gelen onurunu koruma gayesine matuftur. Bir arada yaşamanın gerektirdiği “Hak ve Mesuliyet” birlikte düşünülür ve bütün insanların eşit yaratılmış olduğu fikriyle anlam kazanır.

Devletimiz ve milletimiz için insan hakları hassasiyetinin kaynağı, yalnızca altına imza atılan uluslararası sözleşmeler değil, aynı zamanda bin yıllık irfanımız, tarihimiz ve manevi değerlerimizdir.

Bugün hâlâ Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin maruz kaldığı baskı, işkence ve zulümler; Filistin, Arakan ve Suriye’de dökülen masum kanları, milletimizin maşeri vicdanında derin yaralar açmaktadır. Aziz milletimiz, Doğu Türkistan’da Uygur Türkü kardeşlerimizi ve "Hilâl"in gölgesindeki hiçbir mazlumu unutmadığı gibi, bu coğrafyalardaki zulümleri de hafızasının "unutulmayanlar" hanesine kaydetmiştir.

Milletimiz ve devletimiz dünyanın her yerinde Türk ve Müslüman kardeşlerimize, dünyanın neresinde olursa olsun zulme maruz kalan mazlumlara reva görülen ve insan onurunu ayaklar altına alan her türlü politikanın karşısında durmaya, mazlumların gür sesi olmaya devam edecektir.

İnsan olmanın omuzlarımıza yüklediği mesuliyetin idrakiyle; dünyanın bütün feryatlarını duymaya ve duyurmaya mecburuz.

Her insanın haysiyetli bir hayatı hak ettiği inancıyla; dünyanın her köşesinde, istisnasız her insanın haklarının korunduğu bir dünya düzeni umuduyla 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nün, söylemlerin ötesine geçerek hakiki manada adaletin tesisine, zulümlerin son bulmasına ve yeryüzüne huzur ikliminin hâkim olmasına vesile olmasını temenni ediyorum.

 



Haberi Sesli Oku