Sevgili okuyucularımız bu hafta sizlerle farklı bir konuyu
paylaşmak istiyoruz.
Şöyle ki:50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan
işyerlerinde istihdam edilen çalışanlara 1/1/2025 tarihinden itibaren
iş sağlığı ve güvenliği (İSG) hizmetlerinin sunulması zorunlu hale
getirilmiştir.
Ayrıca bu işyerlerinde İSG maliyetlerinin düşürülmesi noktasında,
Bakanlıkça ilan edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla işe giriş ve
periyodik muayene ve tetkikler hariç İSG hizmetlerinin işveren veya
işveren vekili tarafından yürütülmesine imkân sağlanmıştır.
İsterseniz bu konuyu biraz açalım.
USUL VE ESASLAR YÖNETMELİKLE BELİRLENDİ.
50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan
işyerlerine yönelik çıkartılan İşyerlerinde İşveren Veya İşveren
Vekili Tarafından Yürütülecek İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetlerine
İlişkin Yönetmelikte,
İSG hizmetlerini yürütmek isteyen ve gerekli eğitimi tamamlayarak
sertifika almış olan işveren veya işveren vekillerinin İSG-KATİP
sistemi üzerinden sisteme kaydolmalarının zorunlu olduğuna,
Bu kişilerin İSG-KATİP sistemi üzerinden sisteme kaydedilebilmeleri
için SGK veri tabanında işveren veya işveren vekili olarak kayıtlı
olmaları gerektiğine
Yer verilmiştir.
İŞVEREN VEKİLİ, SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATINDA VE İSG MEVZUATINDA FARKLI
YORUMLANIYOR.
Sosyal güvenlik mevzuatında işveren vekili 5510 sayılı yasanın 12/1.
fıkrasında “İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin
bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir.” şeklinde
tanımlanmıştır. Ayrıca 2020/20 sayılı SGK genelgesinde, işveren vekili
sayılmak için işin veya görülen hizmetin bütününü yönetmek ve işveren
ad ve hesabına hareket etmek unsurlarının birleşmesi gerektiği, bu
durumda bir fabrikanın genel müdürü işveren vekili sayılabilecekken
aynı fabrikanın pazarlama, insan kaynakları, üretim birimlerinin
olması halinde söz konusu birim müdürlerinin işveren vekili
sayılmayacağına yer verilmiştir. Ayrıca, birden fazla işyeri bulunan
işverenlerin her bir işyeri sorumlusunun işveren vekili kabul
edilemeyeceği, işveren adına tescilli bütün işyerlerinden sorumlu olan
kişinin işveren vekili kabul edileceği açıklanmıştır.
İSG mevzuatında ise işveren vekili, Yönetmeliğin 4. maddesinde “Bu
Yönetmelik kapsamındaki işyerlerinde, işveren adına hareket eden, işin
ve işyerinin bütününün yönetiminde görev alan kişiyi ifade eder.”
şeklinde tanımlanmış, ayrıca SGK veri tabanında işyeri yetkilisi
olarak kayıtlı olan çalışanlardan, işveren adına hareket eden, işin ve
işyerinin yönetiminde görev alan işyeri yetkililerinin işveren vekili
kabul edileceğine yer verilmiştir. Bu tanımlar çerçevesinde birden
fazla şubesi bulunan işletmelerde bir mağaza veya restoran müdürünün
ya da bir çalışanın gerekli eğitimleri tamamlayarak sertifika alması
kaydıyla 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan
işyerlerinde işveren vekili olarak İSG hizmetlerini yürütmesi mümkün
bulunmaktadır.
SERTİFİKASI OLAN HER KİŞİ SGK VERİ TABANINA İŞVEREN VEKİLİ OLARAK KAYDEDİLMİYOR.
Sosyal güvenlik mevzuatına göre işveren vekili tanımına giren
kişilerin SGK ‘da açılmış işyeri dosyasına işveren vekili olarak
kaydedilebilmeleri için işverenlerince her bir SGK işyeri doyası
bazında bir dilekçe ve eki işveren vekili olduğunu kanıtlayan belge
ile müracaat edilmesi gerekiyor.
Ne var ki birden fazla şubesi bulunan işletmelerde mağaza veya
restoran müdürü ya da bu şubelerde çalışan personel Yönetmelik ekinde
yer alan sertifikayı almış olsalar bile SGK Müdürlüklerince sosyal
güvenlik mevzuatındaki işveren vekili tanımına girmedikleri için bu
kişilerin işveren vekili olarak kayıt işlemi yapılmamaktadır.
Bu kişilerin SGK veri tabanına işveren vekili olarak kaydedilmemesi
nedeniyle de İSG-KATİP sisteminde işveren vekili olarak işlem
yapmaları mümkün olamamaktadır.
İŞVEREN VEKİLİ İŞYERİNİN SGK’YA OLAN BORÇLARINDAN DOLAYI İŞVERENLE
BİRLİKTE MÜŞTEREK VE MÜTESELSİL SORUMLU TUTULMAKTADIR.
Haliyle sosyal güvenlik mevzuatına göre işveren vekili olmayan bu
kişilerin İSG mevzuatı çerçevesinde SGK veri tabanına işveren vekili
olarak kaydedilmesi halinde, işyerinin ödenmeyen prim borçlarından
dolayı bu kişiler aleyhine de 6183 sayılı Kanun çerçevesinde icra
takibine geçilmesi, sonrasında konunun yargıya intikal etmesi söz
konusu olabilecektir.
Bu bakımdan sosyal güvenlik mevzuatına göre işveren vekili tanımına
girmeyen kişilerin İSG hizmetleri noktasında işveren vekili olarak
sertifikalarını almış olsalar bile SGK veri tabanına işveren vekili
olarak kaydedilmemelerinde sosyal güvenlik uygulamaları yönünden
mevzuata aykırı bir husus bulunmamaktadır.
NELER YAPILABİLİR?
Sosyal güvenlik mevzuatına göre işveren vekili tanımına giren,
dolayısıyla ödenmeyen prim borçlarından işverenle birlikte müşterek ve
müteselsil sorumlu tutulan kişiler, SGK nezdindeki işyeri dosyasının
yönetici bilgilerinden çekilmektedir.
SGK uygulamalarında işveren vekili bilgisi işyeri dosyasının yönetici
bilgileri dışında ayrıca sigortalı işe giriş bildirgesine de
kaydedilmektedir.
Bu bakımdan İSG mevzuatına göre işveren vekili tanımına girip sosyal
güvenlik mevzuatına göre işveren vekili tanımına girmeyen kişilerin
SGK işyeri dosyasındaki yönetici bilgilerine kaydedilmesi yerine
sigortalı işe giriş bildirgesinde “6356 SK gereğince belirlenen
sigortalının görev kodu” alanına kaydedilerek, İSG-KATİP sisteminde
işveren vekili bilgisinin bu alandan çekilmesi, uygulamada yaşanan
sorunları ortadan kaldıracaktır.
Tabii ki,başka bir yöntemler de bulunabilir.Biz sadece bu konudaki
görüş ve düşüncelerimizi sizlerle paylaşmış olduk.
Ama her ne olursa olsun, iki yasadaki uygulama ve yorum farklılığı
nedeniyle yaşanan bu soruna bir an evvel bir çözüm bulunması
gerekiyor.
Aksaray daki emeklilik ofisimizde yurtdışında çalışan
vatandaşlarımızın bu sürelerini , kişisel durumları değerlendirilerek
borçlandırma ve emeklilik işlerine yardımcı olmaktayız.İrtibat
telefonu 0 532 541 02 70
Gelecek hafta yeni konularda buluşmak üzere hoşça kalın efendim.
SAFFET ÇALIŞKAN SSK UZMANI