Ramazan ayı manevi güzelliklerin ve dini değerlerin en yoğun yaşandığı zamanlardandır. Sabır, rahmet, mağfiret, ibadet ve bereket ayını daha verimli geçirmek adına İslam dünyasında gayret gösterilmektedir. Yalnızca bu ay içerisinde gerçekleştirilen oruç, teravih namazı, mukabele, itikâf, fıtır sadakası gibi ibadetlerle birlikte kul Allah’a yönelmektedir. Ramazan ayının bu manevi ikliminden toplumun en küçük üyesi olan çocuklar da oldukça etkilenir. Bu süreçte ‘Ramazan ayında çocuklar oruca nasıl alıştırılır, bu mübarek ayın önemi onlara nasıl anlatılmalıdır, bu ayda ibadetler konusunda çocuklara karşı yaklaşımımız nasıl olmalıdır?’ soruları akla gelmektedir.
Hayatın her alanında örneklik teşkil eden Hz. Peygamber (sav)’in uygulama ve tavsiyeleri bu ayda çocuklara yönelik ibadet eğitimi için bize yol göstermektedir. Hz. Peygamber çocukların küçük yaşlardan itibaren ibadetlere alıştırılmasını tavsiye buyurmuştur. Çocuklara yönelik din eğitimi adına Hz. Peygamber (sav)’in yaşantısında dikkat çeken önemli hususlardan biri de çocuklarla olan iletişimidir. Onlara karşı sevgi dolu, hoşgörülü, değer veren, çocukların ilgi ve isteklerini dikkate alan, onların seviyesine gözeten örnek bir peygamber görmekteyiz. Enes bin Malik, Hz. Peygamberin (sav) kendisine şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
‘’ Oğulcuğum abdestini tam ve güzelce al ki, ömrün uzun olsun. Koruyucu melekler de seni sevsin ve korusun.
Oğulcuğum, namazını devamlı kılmaya özen göster. Eğer buna özen gösterirsen, melekler de senin için rahmet dileğinde bulunurlar. Müslümanların büyüklerine hürmet, küçüklerine de sevgi göster.
Oğulcuğum, Kur’an kıraatinden gafil olma; çünkü Kur’an ölü kalbe hayat verir, kötü ve çirkin şeylerden, bir de haddi aşmaktan korur.”
Hadis ve uygulamalarında Hz. Peygamber çocukları ibadetlere alıştırma noktasında dikkatli davrandığı anlaşılıyor. Hatta çocukları oruç tutmaya teşvik ederek iftara doğru çeşitli etkinliklerle çocukların açlığa karşı tahammülünü arttırmaya gayret ettiği de nakledilmiştir.
Günümüzde çocukların ibadet eğitimi adına başta ebeveynler olmak üzere topluma önemli görevler düşmektedir. Ramazan ayı gelmeden önce özellikle üç aylar dönemini çocukları ramazana hazırlamak adına bir fırsat olarak değerlendirebiliriz. Öncelikle oruç nedir, nasıl tutulur ve niçin bu ibadeti yapıyoruz gibi konular hakkında çocuklarla konuşmalıyız. Ramazan ayı, gün, oruç gibi kavramlar soyut olduğu için çocuklar bunları tam olarak anlamakta zorluk çekebilir. Çocuklarımıza orucu akşam ezanı okunana kadar yemek yememek, su vb. bir şey içmemek olarak tarif edebiliriz. Ezan ile birlikte orucu açarken yediğimiz akşam yemeğini iftar olarak anlatabiliriz. Onların bu ibadeti farkında olarak ve isteyerek yapmaları için bilgilendirme yapmak ve rehberlik etmek çok önemlidir. Çocuklar ergenlik dönemi öncesinde oruca alıştırılmalı ve bu konuda teşvik edici olunmalıdır. Küçük yaşta olan ve henüz oruçla mükellef olmayan çocuklar uzun süreli açlık ve susuzluğa dayanamayabilirler. Bu durumda çocukları oruca alıştırmak adına gelişim dönemleri göz önünde bulundurularak günün belirli saatlerini oruçlu geçirmeleri sağlanabilir. Bu uygulama toplumumuzda ‘çocuk orucu’ ya da ‘tekne orucu’ adıyla oldukça yaygındır. Günün belirli bir süresinde oruç tutulmasını kapsar ve çocuk istediği/zorlandığı saatte orucunu açabilir. Böylece çocuklar oruç ibadetini yerine getirmenin sevincini yaşar. Ayrıca zaman geçtikçe açlık ve susuzluğa karşı dayanma süresi artar ve daha uzun süreli oruç tutmaya başlayabilir. Bununla birlikte çocuklar oruç tutmasa bile çok zorlamadan, ara sıra sahura kaldırılmalı; bu manevi değerle küçük yaşlarda tanışması sağlanmalıdır. Ramazan coşkusunu hissetmeleri için çocuklarımızın odasını veya penceresini ya da evimizin bir köşesini ramazanı çağrıştıran etkinliklerle (hilal, davulcu, mahya, cami vb.) ve renkli dua kartlarıyla süsleyebiliriz. Bunları hazırlarken kesme- yapıştırma- süsleme işlemlerinde çocuklarımızdan yardım alınarak onların da aktif katılması sağlanabilir. Çocuklara yönelik hazırlanan ramazan ilahileri, hikâye ve manilerden yararlanabiliriz.
Çocuklara bilgi seviyesine uygun şekilde fitre, fidye, zekât gibi kavramlardan bahsedilmelidir. Bu mübarek ay yardımlaşma, paylaşma ve dayanışma gibi manevi değerlerimizi çocuklara öğretmek adına bir fırsat olarak görülmelidir. Üç aylar ve ramazan ayı boyunca çocukların harçlıklarından bir kısmı kumbarasında biriktirilerek bu miktar yoksul, yetim veya ihtiyaç sahibi kimselerle paylaşılabilir. Hatta biriken bu yardımla ihtiyaç sahibi başka bir çocuğa bayramlık hediye edilerek çocuklarımız diğergâm ve cömert olmaya teşvik edilebilir.
Ramazan ayının önemli ibadetlerinden biri olan teravih namazını çocuklara uygulamalı göstermek için camiye götürmeye özen göstermeliyiz. Ramazan ayında da camiler çocuklarla çiçek açsın. Teravih namazı onlar için uzun ve yorucu gelebilir. Teravih namazının tamamını kılamasa da kalabalık cami ortamını görmek, bu atmosferde bulunmak çocukların manevi duygularını, birlik ve beraberlik ruhunu güçlendirebilir. Teravih namazı sonrasında çocuklara küçük hediyeler, ikramlıklar verilerek teşvik edilebilir. Çocuklar cami cemaati tarafından sevgiyle karşılanmalı; namazda ve camide devamlılık gösteren çocuklar takdir edilmelidir.
Ramazanda çocuklara ibadet eğitimi konusunda da örneğimiz Hz. Peygamber(sav) olmalıdır. Çocuklara ibadet eğitiminde ve dini gelişimlerinde ailenin büyük rolü olduğunu unutmamalıyız. Çocukların ilk rol modeli anne- babalarıdır. Çocuklar ebeveynlerini gözlemler ve onları taklit ederler. Çocuklara ramazan coşkusu ve maneviyatı öncelikle olarak aile yaşantısında sunulmalıdır. Ebeveynler olarak çocuklarda görmek istediğimiz ibadet ve davranışları öncelikle kendi yaşantımızda sergilemeliyiz. Çocuklarımızın da severek ve isteyerek katılması için onlara uygun imkânlar sağlamalıyız.
Dipnot:
Buhari, Savm 47/ Müslim, Siyam 136
Deylemi 2, 377/ Ebu Davud, Salat 318/ Tirmizi, Savm 93
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Oruç
Dr. H. Ömer Özden, Türk Ramazan Kültürü
İsmail Sağlam, Hz. Peygamberin Çocuk Eğitiminde Öne Çıkardığı Hususlar
Ahmet Çın, İlk Çocukluk Döneminde Çocuğun Din Eğitimi Ve Ailenin Din Eğitimine Etkisi