Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

RASİM GÜL


AKSARAY’A KARŞILIKSIZ BİRŞEY YAPTINIZ MI?

AKSARAY’A KARŞILIKSIZ BİRŞEY YAPTINIZ MI?


 

Tüm bürokratlar, siyasetçiler, Sivil Toplum Örgütleri, dernekler, vakıflar, tarikatlar, cemaatler, esnaflar, iş adamları, sanatkârlar, yazarlar, gazeteciler, öğrenciler, herhangi bir vatandaş olarak karşılıksız Aksaray’a bir şey yaptınız mı? Yaptıysanız ne mutlu sizlere

Aksaray için bir şey yaptınız mı sorusuna, lafı dolandırmadan, yormadan mantıklı kaç kişi cevap verebilir? Elimizde bilimsel bir anket ve tespit yok. Sadece görüş ve düşüncemizi göre oran yüzde beşi geçmez, hadi yüzde on olsun bu oran çok ama çok düşük. Geriye kalan yüzde doksanın neden bir şey yapmadığı ortaya çıkar ki sosyolojik olarak bunun mutlaka araştırılması gerekir.

7 sinden,70 ine kadar bütün insanların hayat ve gelecek için bir hedefi bir düşüncesi, bir ideali vardır. Elbette olacaktır, olması doğal ve doğrudur. Olmaması doğru değildir ve ürkütücüdür. Yani insanlar yaşamayı ve geleceği kendi haline bırakmış olamaz.

İşaret etmek ve cevap almak istediğimiz konu; insanın yaşantısını ve ailesini daha üst düzeye çıkarmak, geleceğini garanti altına almak ve daha konforlu bir hayat hazırlamak için çalışması, gayret sarf etmesi doğru ve güzel. Hatta sevdikleri için, ait olduğu kurum ve kuruluş için çaba göstermesi de doğal ve doğru.

Bunların dışında, karşılık beklemeden, (meccanen) Aksaray ve Aksaray Halkı için mutlaka her insanın bişeyler yapması inancındayız. Bir günde, bir ayda, bir yılda veya ömrünüz içinde, Aksaray’a faydalı olmak için ne kadar zaman ayırdınız, bütçenize göre ne kadar para harcadınız? Aksaray’ı tanımak ve tanıtmak için ne kadar gayret sarf ettiniz?

Dağlarınızı, ovalarınızı, Organize Sanayinizi, Üniversite Kampüsünüzü, Devasa Küçük Sanayi Sitenizi, Yapılan Parkları ve Millet Bahçenizi, Doğudan Batıya, Güneyden Kuzeye Aksaray’ı, İlçelerinizi, Kasabalarınızı, Köyleriniz, Yaylalarınızı, Mezralarınızı bir defa gezerek önce kendiniz tanıdınız mı? Gezmediyseniz, Görmediyseniz kendinizi nasıl Aksaraylı sayacaksınız? Hizmet etmek isteseniz de kendi duygularınızla neye nasıl yardımcı olacaksınız?

Osmanlıyı azınlıklar ve bunlarla beraber olan satılmış asıl unsurlar yıktı. Sonuçta azınlıklar başının çaresine baktılar ama onlarla beraber olan kiralanmış asıl unsurlar ortada kaldı.  Türkiye Cumhuriyetinde ve Aksaray’da bu tipler eksik değil.

Aksaray’da yaşarken, ben burada neyim kendi işimin ve görevimin dışında bir işe yarıyor muyum, yaramıyor muyum, yaratılana faydalı mıyım, zararlı mıyım? Diye düşündüğünüz ve kendimizi hesaba çektiğiniz oluyor mu? Oluyorsa, vicdanınıza hesap verebiliyor musunuz?

Cumhuriyetin, demokrasinin, inancın, kültürün, törenin, geleneğin, milletin ve devletin selameti burada yatmaktadır. Daha kısa ve basit ifade etmek gerekirse, sokaklar çamur iken ayağınız çamur olmadan yürüyemezsiniz. Ahlak, inanç, kültür ve töre zaafa uğramışsa siz ahlaklı, inançlı, kültürlü ve töreli kalamazsınız. Birey olarak ahlaklı olsanız bile bir işe yaramaz.

 

Devlet kurumunun, milli birliğin birileri her gün bir çivisini söküyorsa, siz de bana değmeyen yılan bin yaşasın diyerek, görmezlikten geliyorsanız, devletin çatısı çöktüğünde sizde altında kalmaktan kurtulamazsınız. Öğrenilmiş ve öğretilen çaresizlik ten kurtulmak asla zor değildir. Her Aksaraylı mutlaka Aksaray’da yaşamanın bir bedeli olduğunu unutmamalıdır.

Sizin için çalışan çabalayanla, elini soğuktan sıcağa vurmayanları, hazıra konanları, hak-hukuk çiğneyenleri, halkı bölenleri ayırt etmiyorsanız, aç- açık ve kimsesiz olanları görmezden geliyorsanız Aksaray için bişeyler yaptığınız asla söylenemez.

Şu anda içinde yaşadığımız bölgemizdeki, IRAK, SURİYE ve LİBYA buna en güzel örneklerdir. Dünyada devlet olarak tarif edilen, bayrağı ve toprağı olan 200 ülkeden, sömürgelikten kurtulmuş, bağımsız olarak kendi ayakları üzerinde duran ülke sayısı 20-25’i geçmiyor. Geriye kalanın tamamı tam veya yarı sömürgedir. Net bir ifadeyle 175-180 ülkede, kendisi için bişeyler yapan ama toplum ve devlet için hiçbir şey yapmayan, cahil ve basiretsiz yığınlardan oluşan halk veya halklar mevcuttur.

Bütün canlıların bir yurdu yuvası, yaşamak için yemeye, üremek için çiftleşmeye, korunmak için içgüdüleriyle tedbir almaya yaratılıştan yetenekleri vardır. Bütün bunlar hayatta kalmalarının ve nesillerini devam ettirebilmelerinin gerçeğidir. İnsanın dışında hiçbir yaratık kendi türleri ve bütün canlılar için gayret sarf etmez onların geleceğini tasarlamaz.

Aksaray’da yaşayanlara söylemek istediğim, cehaleti yok ederek, yaşadığı topraklara faydalı olmak için elden geleni yaparak, diğer canlılardan farkını ortaya koymasıdır. Kastım toplumu benimsemek ve zarar vermekten kaçınarak, faydalı olmaya çalışılmasına işaret etmektir.

 

                                                                 HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.