Turizm Kültür Müdürü Mustafa Doğan, devraldığı müdürlük görevini yıllardır bütün gücüyle çalışarak hizmetleri ciddi bir yere getirdiği gerçektir. Ama alınan bu mesafe yeterli sayılır mı? Maalesef sayılamaz, daha yapılacak çok iş var. Aksaray’da kültür varlıklarının eksiksiz kayıtları ve restorasyonları en kısa zamanda tamamlanmalıdır.
Aksaray’daki tarihi ve turistik değerlerimizin tanıtılması, ilk ve ortaokul sıralarında başlatılmalı ve öğrencilere anlatılmalı ve gezdirilmeleriyle sonuçlanmalıdır. Tarih ve turizmin önemi halka benimsetilip kabul ettirilmelidir. Halkın önemsemediği ve katılmadığı hiçbir şey başarılı olamaz. Nutuklarla, afişlerle ne tarihi eserler tanınır nede iç ve dış turizm gelişir.
Türkiye, topraklarında kurulan medeniyetlerin eserleriyle doludur. Mehmet Akif, İstiklal Marşında; ‘’ Kim bu cennet vatanını uğruna olmaz ki feda, /Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda’’ diyor. ( şüheda; şehit olan askerler) Tabiri maruz görün Aksaray’ın topraklarını sıksanız tarih ve tarihi eser fışkıracak. Önemli olan bunları tanıtmak ve pazarlamaktır.
Sahibi olduğumuz tarihi eserlerimizi korumak ve tanıtmak amacıyla, Aksaray’da Vali Hamza Aydoğdu başkanlığında kurulan ‘’AKSARAY TANITIM VE GELİŞTİRME KURULU’’ nun üstlendiği görev gerçekten çok önemli ve geleceğe ışık tutan, Aksaray’ın tanıtılmasını, turizmin gelişmesine ciddi bir katkıda bulunacaktır.
Valimiz, başkanlığında ki kurulun hazırlayacağı ‘’Tanıtım ve Geliştirme Master Planı’’y la istikrarlı bir şekilde yüründüğünde çok şeyler başarılacaktır. Burada önemli olan devamlılıktır. Ülkemizde işlerin başlangıcı çok iyi oluyor ama zaman içinde heyecan zayıflıyor. İşler de duraksamaya giriyor. Dolaysıyla umulan sonuç alınamıyor.
Tanıtım ve Geliştirme Master Planına, Aksaray’daki gönüllü olan dernek, vakıf ve HALK ta dâhil edilirse birlikte yürümek, hizmeti tanıtmak ve geliştirmek çok daha da kolay olacaktır. Dernek, vakıf üyelerinin ve halkın katılımı mutlaka sağlanmalıdır.
Aksaray Üniversitesi Rektörlüğü bir plan dâhilinde bütün öğrencilerine, İldeki bütün eserleri anlatmalı ve gezdirmelidir. Şayet Üniversitenin bütçesi yetersiz kalıyorsa Valilik, Aksaray Belediyesi, Sivil Toplum Örgütleri ve halk destek olmalıdır.
Türkiye’nin her ilinden ve Dünya’nın birçok ülkesinden gelerek ATÜ de tahsil yapan 20.000 öğrenci eksiksiz turistik yerleri gezdirilerek, Aksaray’dan bir hikâye ile ayrılmalıdır ki hayatı boyunca hikâyesini dolaysıyla Aksaray’ı anlatsın. Şayet, Tanıtım ve Geliştirme Kurulu Üniversite öğrencileriyle birlikte 80.000 öğrenciye, tarihi ve turistik eserleri öğrettiğinde ve gezdirdiğinde Aksaray turizminde hedefe varılmış demektir.
İlimizde ziyaretçilere tanıtımı yapılacak mevcut turizm ürün ve unsurları kısaca şunlardır: Somuncu Baba, Ihlara Vadisi, Âşıklı höyük, Sultanhanı Kervansarayı, Narlı Göl, Yunus Emre ve Taptuk Emre Türbeleri, Hasandağı, Mokisos (Nora Antik Şehri) Acem Höyük, Tuz Gölü, Saratlı
Yeraltı Şehri, Güzelyurt Manastır Vadisi, Aziz Gregorius, Eğri Minare, Ulu Camii, Azmi Milli,
Zinciriye Medresesi, Aksaray Müzesi, Eskil Tuz Gölü, Acem Höyük, Çanlı Kilise, Hasan Dağı, Öresin Han, Ağzıkarahan, Saratlı Yeraltı Şehirleri, Tarihi Demirci Evleri, Âşıklı Höyük, Selime Katedrali, Yüksek Kilise, Güzelyurt manastır vadisi, Kızıl Kilise, Gaziemir yeraltı Şehri, Sofular Vadisi ve Kanlı Pelit en önde gelen ve birinci sınıf tarihi eserlerdir.
Aksaray’da yapılması gereken turizm faaliyetlerinden, önerilenler; Hasandağı ve Tuz Gölüne kerpiç evler, Unutulmuş sanatların icra edileceği sanat merkezi, kültür yolunun açılması, Yerel halkın turizme dâhil edilmesi, şehrin tanıtımı adına bir şehir efsanesi veya ilgi uyandıracak şehirle özdeş bir hikâye, şehrin hatırlarda kalmasına katkıda bulunacaktır.
Kırk kızlar neresidir ve hikâyesi nedir? Eski Asar Köyü mağaraları ve kiliseleri programa dâhil edilmeli, Aksaray merkezde SAM OĞULLARININ kim olduğu araştırılmalıdır. Hz. Nuhun oğlu Sam’ın mezarının Aksaray’da olduğu doğrumudur? Ulu Caminin yanında ki tünelden Kırk Kızlara çıkışının, Moğol işgalinde, Selime Katedralinde Selçuklunun bir alayının üç ay esir kaldığının araştırılması, Hasan Dağı’nın zirvesinde üç katedral ve bir mezarın olduğu araştırılmalıdır.
Kendi kendine işleyecek tanıtım çarkı kurulmalı, küçükten büyüğe etkinin sürekliliği hedeflenmeli. Değişen yönetimlerde adaptasyon sorununun ortada kalacağı göz önünde bulundurulmalı. Yani ‘’Turizm Master Planı’’ olmazsa olmazlardan olduğundan hiç vakit geçirmeden orta ve uzun vadeyi kapsayacak bu plan yaptırılarak uygulamaya konulmalıdır.
HAYROLA, MUVAFFAK OLMALI, MUZAFFER OLMALI.