Bugün, 18 Nisan 2024 Perşembe

Erdogan Kaya


Cüzdan terazisi neden önemli?

Cüzdan terazisi neden önemli?


Vicdan nedir? “Kendinden geçme, duygu. Duyma”, “İyiyi kötüden ayırabilen, iyilik etmekten lezzet alan ve kötülükten elem duyan manevî his.” insanın bozulmamış fıtratını -yaratılışını ifade eder. Kur’an neyi emretmiş veya yasaklamışsa vicdanda bunun tasdikçisi vardır. Mesela, insan vicdanen Yüce Yaratıcı'ya inanma ve Ona sığınma ihtiyacı hisseder. Kur’an da bunu emreder. Vicdan haksız kazançtan rahatsızlık duyar. Kur’an da her türlü haksız kazancı yasaklar.

Bu şu demektir, kimse cüzdanına güvenmemeli. Cüzdanınız dolu olabilir, ama vicdanınız boş ise o cüzdan bir şeye yaramaz. Vicdansızlık yaparak bir yerlere geliyorsanız, bu dünya da mutlu olabilirsiniz ama ahirette asla rahat edemezsiniz.

Gücünüz fazla diye güçsüzleri ezerseniz, bu bir vicdansızlıktır. Kendiniz için arzu etmediklerinizi başkalarına reva görmediğiniz zaman vicdanlısınızdır. Hatta ve hatta zulüm görenlere karşı değil onun elinden tutacak durumunda iseniz onun elinden tutmuyor bana ne diyorsanız bu da bir vicdansızlıktır.

Emrinizde olan insanları eziyor, zulmediyorsanız, haksızlık yapıp onu aşağılıyorsanız bu da bir vicdansızlıktır. Kimse şu yalan dünyada bulunduğu konuma göre kabre girmiyor. Vicdansızlık yaptığınız insanlarla aynı şekilde kabre giriyorsunuz.

Vicdan yaşamımızın her safhasında olması gereken bir durumdur. Kişilere göre vicdan ve merhamet duygusu taşınmaz. Ehli iman bir kimse her ehli iman kardeşi için vicdanlı olmak durumundadır.

Ancak hassas bir terazi zamanla bozulabileceği gibi, vicdan da hassasiyetini zamanla kaybedebilir. Söz gelimi günahlar vicdan terazisinin dengesini altüst yapabilir.

Bir insanda vicdan devre dışı kalmışsa, böyle birinin sağlıklı ölçüp biçmesi, sağlıklı değer hükümleri ifade etmesi, sağlıklı değerlendirmeler yapması beklenemez.

Söz gelimi bir insan devamlı doğru konuşsa vicdanı rahattır. Fakat yalan söylediğinde vicdan tepki verir, hoşnut olmaz. İlk defa yalan söyleyen biri vicdanen rahatsız olur, yüzü kızarır, kan basıncı artar. Fakat bunu alışkanlık haline getirirse, artık vicdan tepki vermez hale gelir.

Vicdanın bu hali ayçiçeği bitkisine benzer. Ayçiçeği devamlı güneşe doğru yönelir. Fakat başı ağırlaştığında sadece yere bakar. Artık güneşi takip edemez. Vicdanın ilk hali bir saç kılını bile tartan kuyumcu terazisi gibi hassas iken, günahlarla laçkalaşmış hali, tonluk ağırlıkları tartan kaba terazilere benzer.

Cenab-ı Hak iyiliğin mükâfatını doğrudan o iyiliğin içinde derc ettiği gibi, kötülüğün cezasını da aynı o kötülük içerisine koymuştur. Faraza, başkasına iyilik yapan biri, bundan mutluluk duyar. Haksızlık yapan ise vicdan azabı çeker. Kul hakkını çiğneyen biri polisin takibinden kurtulsa da vicdanın tepkisinden kurtulamaz. Tabir yerinde ise, vicdan asla affetmez. Bundan dolayıdır ki, başkasına haksızlık yapanlar vicdan azabından kurtulamazlar. Stres, depresyon gibi rahatsızlıklar böylelerinin yakasını bırakmaz.

Kuran der ki,“Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz.”(İsra, 17/7)

Öyleyse ne kadar vicdanlı ve vicdansızız bunun muhasebesini lütfen yapalım. Başımızı yastığımıza koyunca bir muhasebe yaparsak her şey görünür.