İnsan oğlu dün çok kötü durumda iken bir iyilik görür, düzelince unutur ve hatta birde nankörlük eder. Aynen bunun gibi kendimize hiç bakmayız devleti, şahısları kötüleriz. Aksaray Devlet Hastanesi için zaman zaman eleştiriler yapar hatta acımasızlık ederiz. Ama bundan 15 sene öncesi hastane kapısına giremez durumda olduğumuzu unuturuz. Hastanenin temizliğinden ve personel davranışlarını eleştiririz. Ama kendimizin kurum ve kuruluşları nasıl kullanmamız gerektiğini ve nasıl davranılması hususuna hiç bakmayız.
Hastanelere giden kimler ve orasını kirletenler kimler? Elbette bizleriz, neden elimizdekileri ortalık yerlere atarız? Geçtiğimiz günlerde Hastanedeyim aşı olan koluna yapıştırılan pansuman pamuğunu çöp yerine çıkış kapısının etrafına atıyor.
İçeride durmadan temizlik makinaları ile yerler siliniyor. Bakıyorsunuz beş dakika sonra yerlerde pansuman pamukları. Bunları atan kim? İnsanlar bu kadar duyarsızsa Hastane çalışanı ne yapsın? Bu kurumlar bizimse bizim temiz tutmamız gerekmez mi?
Günlük 10 bin hastanın giriş çıkış yaptığı bir Hasteneye sahibiz. Bizler dikkat etmezsek temiz tutmazsak birde çıkıp tenkit etme hakkımız var mı? dün nasıl bir Hasteneye sahiptik? Hatta sigortalıların bile muayene olamadığı bir hastane bu gün olsaydı durum nasıl olurdu?
Allah’tan iyi ki, bu hastanemiz yapılmış, yoksa perişan olurduk. Herkes istediği yerden ilacını alıyor, istediği hastaneden muayene oluyor, doktor seçme hakkın var, özel doktorun var, ayağına kadar anında ambulansın var ve helikopterle hasta taşınıyor.
Türkiye düne gör sağlıkta devrim yapmıştır, dünü çok çabuk unuttuk. Elbette ufak tefek bu kadar kalabalığa rağmen aksaklılar olacaktır. Hastanenin ikinci bölümü açıldığında umarın her şey daha güzel olacak. Elbette görmediklerimizi yaşamadıklarımızı gördükçe daha fazlasını istememizden kaynaklanan durum ile eleştiri yapıyoruz.
En rahat bir şekilde bir çok Avrupa ülkesine göre virüs aşısını rahat olan biziz. Ama gelin görün ki aşıda direnen ülke sayısında da biziz. Çalışanların yerine birde biz kendimizi koyalım. İnsanlara biz nasıl davranırız diye düşünün, efendim maaş alıyor mecbur yapacak kolay.
Üçüncü aşımı olmak için sağlık ocağına gittim sıra bekliyorum. Bir hemşehrimiz hemşire ile tartışıyor mecbur yapacaksın diyor. Konuyu öğrendim adam sıra olmadan aşı olmak istiyormuş hemşirede sıraya geç demiş. Meğer 65 yaş üstü bir vatandaşı sıra harici almış.
Adam buna kızmış hemşireye bağırıyor, o evladımız da sessiz duruyor. Müdahale ettim hemşireye dedim ki, “ kalk yerine bu adam otursun yapsın nasıl yapacaksa” dedim. Adam maaş alıyor yapacak dedi tabi bende gerekeni söyledim.
Bir sıra bekleme olayına katlanamaz toplumuz. Sağlık ocağından aşı olup çıkarken, baktım kapı dışı pansuman pamukları ile dolu. Kim atıyor bunu, bizler atıyoruz müdahale ederseniz, “ temizlesinler ne iş görüyorlar” deyip çıkıyoruz.
Ne zaman medeni bir toplum olacağız buna niçin bakmayız hep başkalarını suçlarız? Vatandaş olarak görev ve sorumluluklarımızı bilmeyiz. Başkalarının hak ve hukukuna riayet etmeyi bilmez bencil toplumuz. Sonrada başkalarını suçlarız.
Ne zaman unuttuk sürekli büyük şehir hastanelerine sevk yapıldığımızı? Hastanelerde rehin kaldığımızı, parasız devletin hastanelerin de muayene olamadığımızı, istediğin hastanede muayene olamadığımızı? Dünü çok çabuk unutan toplumuz.
Bu bencilliklerimizden dolayı Hastanede başhekim bulamaz olduk. Milletvekili Sayın Cengiz Aydoğdu ile sohbetimizde Başhekim bulamadık demişti. Rica Minnet pırıl pırıl genç Dr. Hüseyin Bey ikna edilerek Başhekim yapıldı çokta güzel hizmet veriyor. Onun için hep eleştirmeyi bırakalım, birazda kendimizi eleştirerek bencillikten uzak şükredelim. Hastanemiz de güzel hizmetler de güzel biraz hoşgörü.
