Bugün, 23 Nisan 2024 Salı

RASİM GÜL


İDEAL, REALİTE ve İDARE-İ MASLAHAT

İDEAL, REALİTE ve İDARE-İ MASLAHAT


 

                       

İdeal arzulanan, varılmak istenen nokta veya hedef, Realite ise mevcutta uygulananlar. İdare-i maslahat: 1-Köklü çözümlerden kaçınıp günü kurtarma ve bir işi gerektiği gibi değilde, günün şartlarına göre yapma. 2- İşi oluruna bırakma. 3- Ne şiş yansın ne kebap anlayışı. Osmanlının son dönemine hâkim olan siyasi zihniyet. Üçününde uygulandığı enteresan bir Türkiye. Aksaray ise iki Aydoğdu, bir Dinçer’in gayretleriyle bundan kurtulmaya çalışıyor.

Az sayıda aklını kullanan, düşünen ve düşünce üreten, insanlar mevcut neme lazım sisteminde Realiteyi de iyi teşhis ederek, İdare-i Maslahattanda uzak kalarak Türkiye’nin ve Aksaray’ın varması gereken hedeflere, varması için üstün gayret gösteriyor. Siyasi, bürokratik iradeyi ve halkı temsil ettiğini sanan bir sürü işgüzar da ortada dolaşıyor.

Mevcuttan tatmin olmayan, yetersiz bulan yaşadığı toplum için daha iyisini ve mükemmelini cesaretle isteyen idealistlerin ciddi şekilde artması gerekiyor. Bu tipler, ileri görüşlü olup mayasında vatan ve millet sevgisi ve liderlik olanlardır. Toplum ve Sistem ne gariptir ki bu tip insanları anlamıyor hatta öteliyor. Kandırılmaya alışmış bir toplumu, kandırılmaktan kurtarmak sanıyorum yüz yıllar alıyor. Yani ülkenin idare-i maslahattan kurtulması da en az yüz yıl alacaktır.

Günümüzde, Realiteden şaşmayan, idealden anlamayan ve gerektiğinde İdare-i Maslahatla işi geçiştiren goygoycu tipler revaçtadır. Bunların ele alınacak ciddi hiçbir özellikleri yoktur. Ama cin gibidirler arkalarına parti, cemaat, tarikat ve bir sivil toplum örgütünü arkasına alarak tepe tepe kullanmaktadırlar. Osmanlı ne yazikki bunlardan kurtulamadı, Türkiye’ninde kurtulmak isteyip istemediği belli değil.

İnsan gücünün yetmeyeceği bir şeyi hırsla istiyorsa onu elde edemediği zaman hayal kırıklığı yaşar. ‘’İlla bu olacak, olmazsa dünyanın sonu olur’’ şeklindeki düşünceler kişinin başka açılardan görerek değişik düşünmesini yok eder. Dolaysıyla bu tip insanlar işi yarım bırakarak hedefe ulaşamazlar. Ülkemiz hedefe ulaşamayan yığınlarla doludur.

Aksaray’da başta sağlık, milli eğitim ve Organize Sanayi olmak üzere, realiteden hareketle idare-i maslahattan vazgeçerek ideale yönelmesi olmazsa olmazlardandır. Bunun çözümüde iki Aydoğdu ve Dinçer’in elindedir. Bu üç kurumun mevcut halini savunmanın hiçbir manası ve anlamı yoktur. Mesele katiyen suçlu arama olmamalıdır. Hastalıkta önemli olan teşhisin doğru yapılmasının şart olduğu gibi, ilimiz resmi ve özel sektör meselelerinin de doğru teşhis edilmesi şarttır.

Hırslı olmayan insanlar asla idealist olamazlar. İdealist olmayanlarda ya realiteye uyarlar ya da İdare-i maslahatla yürütmeye çalışırlar. Her ikisinden de fayda, yenilik ve bilimsel gelişme oluşmaz her şey yerinde sayar. Ancak hırsında kontrolsüzü iyi değildir zarar verebilir.

İnsanlarda makam hırsı, şehvet arzusu ağır bastığında şayet istediğim her şeyi elde etmek için ne gerekirse yapmalıyım düşüncesi ruh sağlığını bozacağından eldekini de kaybetmekle karşı karşıya kalır ve kaybeder. Metot olarak bir insanın neyi istediği değil nasıl istediği önemlidir.

Mesela Hasandağı ’nın zirvesine tırmanacaksan, belli bir hızla ve en garantili yollardan tırmanman lazım. Yoksa ya düşersin ya da nefesin kesilir. Bazı insanlar bir şeye odaklanıp onu çok isteyerek bütün enerjilerini tüketirler ve sonunda kaybederler. İnsanlar enerjilerini planlı bir şekilde harcadıklarında daha başarılı, sevimli oldukları için saygı kazanıyorlar.

                              HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.