Bugün, 23 Kasım 2024 Cumartesi

RASİM GÜL


KALP UNUTMUYOR, SÜRÜ PSİKOLOJİSİ, AYRIŞTIRIYOR

KALP UNUTMUYOR, SÜRÜ PSİKOLOJİSİ, AYRIŞTIRIYOR


 

Herhangi bir düşünce etrafında kümelenerek bu bir inanç, bir fikir de olabilir, bağlı olarak yaşamaya ‘’Sürü Psikoloji’’ deniyor. Sürü psikolojisi en çok siyasette görülüyor, en güçlüsüde bu gruplar oluyor. Nedeni insanlar birlikte yaşarken kendini güçlü ve cesur hissediyor. Genelde tek başına yaşamaktan korkanlar ve beklentileri olanlar düşünmeyenler dolaysıyla düşünce üretemeyenler siyasi sürü içinde yaşamayı tercih ediyor.

İnsanların düşüncesi, ilmi, vicdanının sesi, sürüye ters düşüyorsa, düşüncelerini törpülüyor veya düşünmeyi, ilmi terk ediyor. Böylece sürü içinde kayboluyor. Dolaysıyla karızma, kişilik, kritik yapma, muhakeme, müzakere ve istişare de ortadan kalkıyor. Artık sürü haline gelmiş topluluğu idare etmek kolaylaşıyor.

Kalp sevdiğini daima hatırlayacak bir yapıya sahiptir. Kalbe giren sevgi veya kin yüzyıllar geçse de silinmiyor. Kalp ve vicdan bir meseleye itiraz ettiğinde, sürüden ‘’İcat Çıkarma’’ veya ‘’Eski Köye Yeni Adet’’ getirme tepkisiyle karşılaşıyor. Tepki karşısında kalan insan ya sürüden kopuyor yahutta düşünmeden, itiraz etmekten sürü içinde eriyerek çevre baskısından dolayı yaşamaya devam edip gidiyor. Sürü psikolojisi en çok geri kalmış veya az gelişmiş ülkelerde görülüyor. Kalkınmış ülkelerde pek görülmüyor.

Gençliğimizde bir fikri benimseyip, bu fikir çerçevesinde yaşayanlara ‘’Hatalı İmalat’’ deniliyordu. Çünkü bu gençler ya ülkücü ya da devrimci olduklarından bozuk-düzen SİSTEME karşı çıkıyorlar. Hak-Hukuk-Adalet ve Adil Bölüşüm, güçlü, bağımsız ve milliyetçi Türkiye istiyorlardı. Milli gelirin hakkaniyet ölçülerinde dağıtılmasını, kişilerin paylarının verilmesini,  halkın bağımsız Türkiye’de yaşamasını savunuyorlardı.

‘’Düşünenlerin’’, ‘’İcat Çıkaranların’’, ‘’Eski Köye Yeni Adet Getirenlerin’’, ‘’Çıkıntılık Yapanların’’, ‘’Sesli Konuşanların’’ hepsinin hatta sevdiklerinin birçoğunun da başı beladan hiç kurtulmadı. Hepsi ciddi şekilde cezalandırıldı. Yüzbinlerin istiklali ve istikbali yok oldu. Dolaysıyla düşünme yok oldu, fikir sahibi olmanın önü kesildi. Fikirsiz, zikirsiz bir toplum oluşturuldu. Halka sürü psikolojisi benimsetilerek yaşamaya mahkûm edildi.

Sürü içinde yaşayanların bir kısmı para kazanma, koltuk ve güç elde etmek için önüne geleni ezmeye başladı. Hatta aynı sürüde, kendinden altta olanları ezerek, üstte olanlara da kayıtsız şartsız biat ederek sömürmeye devam ediyorlar. Sürünün yüzde doksan dokuzu da kendi içindeki yüzde birliğe merdivenlik, marabalık yapmaya devam ediyor. Sürü psikolojisinde karşı sürü psikolojisi içinde olanları aşağılama, cahil, gafil, hatta hain ilan etme ülkede sıradan hale getirildi. Dolaysıyla ‘’Milli Birlik’’ bozuldu. Ülkeye kesinlikle yazık oluyor.

Düşünerek, düşünce üretme insanın doğasında, özünde, yaratılışında vardır. Ancak düşünce bilimle ve teknolojiyle hayata geçirilebiliniyorsa değer kazanıyor, insanlığın medeniyeti yakalamasına yardımcı oluyor. Ülkede düşünmenin önü kesilirse, teknolojide gelişemiyor. Dolaysıyla düşünen insan kendini kurtaramadığından sürüye dâhil oluyor.

İnsanın kendi hayatının efendisi olması, karşı düşünceye saygı göstermesi, bütün kötülüklere karşı durması, dünyanın ve Türkiye’nin yaşanacak yer haline gelmesine katkıda bulunur. Aksi halde insan kendi kendini mutsuz ettiği gibi çevresine, ülkeye ve insanlığa da zarar verir. Türk Birliği ve İslam Birliği kurma sevdasında olanlar, Büyük Selçuklunun, Anadolu Selçuklusunun ilk elli yılını ve Osmanlının ilk 200-250 yılını mutlaka iyi incelemeleri, o şuuru, o sevdayı ve inancı yakalamalarıyla yüce idealler daha çabuk gerçekleşir.

                                                             Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.