Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Erdogan Kaya


Meğer acınacak insan benmişim

Meğer acınacak insan benmişim


   Ramazanı sevgi, kardeşlik,dostluk ve kucaklama ile geçirmek maksadı ile yazılarıma bu anlamda yazmaya devam ediyorum. Güncel konulara girmeden muhabbet ve sevgi ile olsun Ramazanı yaşayalım. Bu anlamda sizlerle bir güzel kıssa daha paylaşmak istiyorum.

Gönenli Mehmet Efendi, Sultan Ahmet Camii’ne tayin edilince çevreyi incelemiş. Fakir ve düşkün kimseleri bulup alâkadar olmak istemiş. O civarda oturan âmâ bir kimse olduğunu öğrenince ziyaretine gitmiş.

Selâm vermiş, kendini tanıtmış:

– Efendim ben Sultan Ahmet Camii’ne imam geldim. Hem sizi ziyaret etmek hem de üzerime düşen bir vazife varsa onu ifa etmek isterim.

– Hoş geldiniz hocaefendi.. Allah razı olsun.

Hocaefendi:

– Maaşınız falan var mı?

– Hayır, yok.

Hocaefendi:

– Peki, başka yerden geliriniz falan...

– Hayır, herhangi bir gelirim yok!

– Peki, neyle geçiniyorsunuz?

Amâ adam öfkelenmiş:

– Bundan size ne efendi? Bir de imamsınız. Rızık kimden? Gidebilirsiniz!

Hocayı bir güzel terslemiş.

Hoca çıkmak zorunda kalmış lâkin o gece gözüne uyku girmemiş. Ertesi gün sabah yine gitmiş ve kapıyı çalmış.

Âmâ içeriden:

– Kimsin?

Hoca:

– Dün kovduğun yüzsüz imam.

Âmâ adam kapıyı açmış:

–Gene neye geldin?

Hocaefendi:

–Hiç efendim, ziyaretinize geldim. Beni bin defa kovsanız da yine geleceğim.

– Adın ne senin?

–Adım Mehmet Öğütçü, efendim. Gönenli Hoca diye tanırlar beni.

Âmâ bunu duyunca:

–Buyur gir içeri, konuşalım.

İçeriye buyur etmiş. Hocaefendi içeri girince âmâ:

– Kusura bakma hoca, dün kalbini kırdım. Hakkını helâl et.

Hocaefendi:

–Estağfirullah efendim. Sizin gözleriniz görmez, kimsenin yardımına ihtiyaç duymuyorsunuz, bu nasıl oluyor, sırrınız nedir? Meraktayım.

– Benim sırrım şu Hocaefendi. Ben her gün kuşluk namazını kıldıktan sonra:

“Ya Rabbi! Kuşluk senindir, güzellik senindir, nimet ve her şey senindir. Eğer rızkım gökte ise yere indir. Yerde ise çıkar. Uzakta ise yaklaştır. Haram ise helâl et. Dar ise genişlet ve elime ilet.” diye dua ederim.

     Sonra ellerimi yüzüme sürer sürmez, biri gelir sağ dizime vurur. “Aç elini!” der. O günkü ihtiyacımı verir gider. Kuşluk namazı kıldığım her gün bu böyle devam eder. Aynı zat bugün de geldi ve sağ dizime vurarak benim kısmetimi verdikten sonra, sol dizime vurarak:

“Bunu da Gönenli Mehmet Efendi’ye ver.” dedi. Al kısmetini!

Bu sözlerin duyan büyük âlim, fakirlerin ve talebelerin mânevî babası Gönenli Hoca:

“İlâhî ya Rabbi! Hikmetinden sual olunmaz.” diyerek içli içli ağlamaya başlamış!

Hocaefendi bu hatırasını naklederken şunu ifade etmiştir :

“O âmâ adamdan bu mübarek kısmeti aldıktan sonra ömrü hayatımda hiç darlık ve sıkıntı çekmedim."

Ben hep acınacak insanları gezerdim. Meğer acınacak insan benmişim.'