Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Erdogan Kaya


Sevgiden ne anlıyoruz?

Sevgiden ne anlıyoruz?


Sevgi sadece karşı cinsinizi sevmek değil, neye ilgi duyuyorsanız onu seviyorsunuz demektir. Sevgi çok farklıdır, nedir o sevgi, kimisi eşini sever, kimisi yaratanı sever, kimisi doğayı sever, kimisi arkadaşını, kimisi kedi ve köpeğini sever. Dolayısı ile neyi çok seviyorsanız ona aşıksınız demektir. Ama günümüzde bu sevgi genel olarak karşı cinsinizi sevmekle adlandırıldığına göre gelin bu sevgi üzerinde duralım. Bu sevgiyi ve saygıyı ne kadar düzenli yürütebiliyoruz? Kim ne kadar fedakarlık yapıyor buna bakalım.

Mesela eskiden kız isteme evlenecek gençler birbirini görmeden görücü usulü ile evlenirlerdi. Hatta öyle enteresan şeyler duyardık ki, evlenecek gençlerin çoğu birbirini hiç görmeden, sözlenirken, bazende beğenmez diye daha görüntülü ve yakışıklı gençler uzaktan gösterilirmiş ve söz kesilirmiş. Bizim kuşak ve bizden evvelkiler bunu sıkça anlatırlar. Yani görmeden sever aşık olurdunuz.

Bu kuşaklar arasında hediyeleşme, bir gül yâda karanfil götürmeyi bırakın insanlar birbirini görmezmiş. Bende şahsen o görgüden mahrum erkeklerdenim desem yalan olmaz. Bana deseniz sevdiğinize bir gül götür yâda hediye al, gidip bir gül yâda çiçekler içinde en sevdiğim karanfillerden bir demet alıp gitmeye utanırdım. Bu sevgisizliğin, yâda sevmemenin bir sonucu değildir, görmemenin yâda alışık olmayan kuşağın genci olmamızdandır. Sevgilerimizi dışa vuramayan erkeklerdendik.

Burada şunu söylemek isterim, belkide bir hanımın gönlünün fethedileceği bir durum ona hediye almak, yâda ona bir gül götürmek kadar güzel bir şey olamaz. Kadınların kalpleri çok yufka ve nazik olması nedeni ile küçük şeylerle mutlu olabilirler. Küçük jestlerle mutlu olmak kadar sadakat da çok önemlidir, küçük jestlerle mutlu olanların arasında sadakat ve saygı zamanla olmayabiliyor ve sonunda mutsuzluklar yaşanabiliyor.

Ben hep şundan yanayım, sevginin yanında sadakat ve saygı önde olsa bu gün hiçbir yuva yıkılmazdı. Kuru sevgi bazen hiçbir işe yaramıyor, insanların birbirlerine saygılı ve anlayışlı olması kadar güzel bir şey yok. Birbirlerini çok seven insanların birbiri ile yaşamaya başladıklarında öyle önemli sorunlar ortaya çıkıyor ki, sevgi denen lanet son sırayı alabiliyor. Çünkü menfaatler her zaman ön planda yer almaktadır. Hele günümüz hanımlarında çıkar sevginin saygının önüne geçmiştir.

Şu 14 Şubatlarda kutlanan 14 Şubat sevgililer ismi sevenlerin sadakat ve saygı günü olsa daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Neden derseniz eskilerin bir deyimi var, “bekara kadın boşamak kolay” derken. “ bekarları kendine bırakırsan allı pullu kimi görse onunla evlenir” derler. Hele bir deyim daha var ki, “kızı kendi haline bırakırsan ya d……a yada ç……..ye kaçar” derler.

Sadakat, anlayış ve saygı denen bir olayı önce gençler öğrenmesi gerekir. Sevgi denen olay bazen hevesten öteye gitmeyebiliyor. Bazen kuru sevgi ve beğeni sonucu alelacele evlenen gençler kısa zaman sonra biz anlaşamıyoruz diyebiliyorlar. Peki, o zaman bundan en çok kimler etkileniyor, aileler etkileniyor ve huzursuz oluyor. Sadakatlı, saygıyı öğrenmeden yuva kuranların yuvası olmuyor.

Elbette anlaşamayan, yâda aralarında sevgi kalmayan insanlar kavga gürültü etmeden medenice ayrılabilmeliler. Ama yıldırım aşkına tutulanlar ne oluyor da çok kısa zamanda aşk ateşleri sönüp kül oluyorlar. Dün birbirlerine yanıp tutuşanlar bir bakmışınız iki karşı kanlı kinli düşman. Ama belli bir yaştan sonra verilen gönül meselesi daha farklı ve mantıklı oluyor.

Öyleyse evlilikte anlayış, sadakat, saygı ve sevgi çok önemli. Çok seven insanlarda birbirlerinin ufak tefek kusurlarını görmemeliler. Burada en büyük sorumluluk her iki tarafa da düşüyor. Hele eşinin gelir ve giderlerini düşünmeden aşırı taleplerde bulunan hanımlar kavganın baş sorumlusu oluyorlar.

Şiddete kesin karşı bir insanım, şiddet aciz insanların başvuracağı bir yol. Ancak eşi aciz aile sorumluluğu bilmeyen, ailesi ile ilgilenmeyen erkekler genellikle şiddete baş vuruyorlar. Evdeki hanım dırdırından akşama kadar eve gidemeyen erkekleri de bilirim. Erkek ailede sorumluğunu bilecek kadın da kadınlığını bilip eşine ve ailesine sadakatle bağlı olacak.

Uzun lafın kısası sevgi önce kalplerde saygı, anlayış, sevgi ve sorumluluk getirmeli. Kuru kuruya sevmek hiçbir şeyi halletmiyor, sorumluluklar yerine getirilmediğinde sonuçta sevgide yok oluyor. Seven insanlar birbirinizi hoşgörü ve saygı ile karşılıyormusunuz, işte gerçek sevgi bu. Sizden mutlu ve bahtiyarı insan yoktur.